Kurban bayramına sayılı günler kaldı. Kocaeli’nden doğarak Türkiye genelinde marka olma yolunda ilerleyen Vadi Besiciliğin sahibi Cezmi Çiçek, Bugün Kocaeli Gazetesi’ne önemli değerlendirmelerde bulundu. Çiçek, “Vadi Besilik önemli ilkeler üzerine kuruldu.
Biz diyoruz ki, vatandaşımız ne yediğini bilecek. Bunun garantisi Vadi Besiciliktir. ” dedi.
Kocaeli’nde Cezmi Çiçek ismi sürekli konuşuluyor. Peki Cezmi Çiçek kendini nasıl anlatıyor? Cezmi Çiçek ne yapmak istiyor? Hedefi nedir? Cezmi Çiçek bu mücadelesine ne zaman başladı?
BEN ÇALIŞMAYI ÇOK SEVEN BİR İNSANIM
Ben çalışmayı çok seven bir insanım. Benim için bir iş adamı kimliği ne demektir biliyor musunuz? Benim için iş adamı demek; O şehre katkı sağlayan kişi demektir. “Vergi dairesine vergisini ödemiş mi? Bu adam bu şehre kalıcı yatırım olarak ne yapmış?” gibi soruların cevabını verebilen kişi demektir.
-Bu zamana kadar Kocaeli’nde yaptığınız yatırım bütçesi kaçı buldu?
100 MİLYON’UN ÜZERİNDE YATIRIM FAALİYETİM OLDU
100 milyonun üzerinde bir yatırımım oldu. Gülpınar Türkiye'nin en büyük fabrikalarından bir tanesi. 50 milyon dolar kadar toplam bir yatırım maliyeti var. 28 ülkeye ihracatı olan bugün Türkiye'nin en büyük fabrikalarından bir tanesi. Aslında herkesin gıpta ile baktığı İzmit'in gururu. Ben Berlin'e gittiğimde KDV alışveriş merkezinde önümüze Gülpınar suyunu getirdiler, üzerinde Gölcük yazıyor, İzmit yazıyor, Kocaeli yazıyor yani bu farklı bir duygu. Hayvancılıkta Türkiye'de farklı bir marka yaratmak üzereyim bugün doğu bütün illere gidin hayvancılıkla özdeşleşmiş şehirlere hepsi Vadi Besicilik’i tanır küçükten büyüğe herkesin tanıdığı bir marka haline getirdim.
BEN BUGÜN İZMİT’İN KURBAN BAYRAMI’NDA PİSLİĞİNİ TEMİZLİYORUM
-Nasıl yani?
TEHLİKEYE DİKKAT ÇEKMEK LAZIM
İzmit'te hayvan pazarı kuruluyor. Bu pazarların kurulması sonucunda, hayvan kesimi sırasında etrafa pis bir koku yayılıyor, insanlar rahatsız oluyor. Hayvan satışı bittikten sonra belediyenin bir 10-15 gün orayı temizleme süreci var. İnsanlar rahatsızlık duyuyor. Ben bunu Bakan Bey'e de söyledim o zaman Faruk Çelik Bakandı ona da söyledim. Dedim ki pazarların 15 gün öncesinde kurulması kadar tehlikeli bir şey yok. İnsan sağlığı açısından çok büyük tehlike arz ediyor. 15 günde kurulması şöyle bir tehlike boyutu taşıyor; diyelim ki adam pazardan geldi. Karslı bir dostumuz. Pazarda bir yer kiraladı hayvanların pazara getirecek ama pazara getirirken ya Kars'ta hayvanı yüklerken antibiyotik ilaç yapması lazım işte ateş düşürücü, antibiyotik veya pazara indirdiği zaman yapması lazım. Çünkü niye bunu yapmak zorunda hayvan yoldan gelmiş 48 saat yolun bütün yorgunluğunu, stresini, güneşini, soğuğu yemiş hayvan yorulmuş yani hayvana antibiyotik yapmak şart ama bu antibiyotiğin ette kalma süreside 28 gün. 28 günden önce kesime gönderemezsin ilacın da yazar bu ibare. Kurbana kalmış 15 gün. Bu süreçte hayvan kesimi yapmak sakıncalı olur.
-Peki besicilik işine girmeye nasıl karar verdiniz?
HAYVANCILIĞI SEVİYORDUM
Hayvancılık en sevdiğim işlerden bir tanesiydi, hayvanları çok severdim.
-Biliyorsunuz ki önümüzde kurban bayramı var bunun için bir hazırlığınız var mı ne gibi önlemler aldınız?
Tabi ki bizim hazırlıklarımız bitti hatta hayvanlarımızın nerdeyse yarısını sattık bile.
-Kaç hayvan satıyor sunuz ?
Hedef 1500 ile 2000 arası.
-Geçen sene de 900’dü satışınız değil mi?
900 satılıp kesilendi. Aynı zamanda bizim kendi araçlarımızla sevk ettiklerimizde var. Mesela İstanbul’a canlı hayvan sevk ediyoruz orada kesiyoruz. Ondan hariç kestiğimiz rakam onlar.
-Kesim işlemi İslami kriterlere uygun mu neye dikkat ediyorsunuz bu konuda ?
ÖZEL İMAM GETİRTİYORUZ
Biz de hayvan kesilirken hayvanın başında bir imam var. Bizim cami imamını getiriyoruz. Vekâletini aldığımız insanların vekâletlerini tamamen imama veriyoruz. İmamda tekbirler halinde kasabın yanında vekâletini vererek hayvanı kestirtiyor. Bu konudan dolayı çok taktir topladık. Bu konuda çok hassasız hayvan kesildikten 10 dakika sonra haram iliği kesiliyor. Bu konulara çok önem veriyoruz. Ben bizzat mezbahanenin içinde bulunuyorum. O gün bütün insanlar beni o gün orada mutlaka görür en ufak bir kargaşaya sebep olmaması için orada bulunurum.
-Peki kurbanlık hayvanlarla ilgili belli bir kriteriniz var mı? Sizden alınan hayvanları insanlar gönül rahatlığıyla yiyebilir diyebilir miyiz?
BENİM YEMİM ORGANİK
Çok fazla var. Biz yemi kendimiz yapıyoruz benim yemimin içinde kuru fasulye var, mercimek var, mısır var, arpa var, kepek var. Siz lokantada ne yiyorsanız bende aynısını hayvana yediriyorum. Bunlarda tarım arazilerinde yetişen bütün ürünlerin GDO’suz olduğunu bakan sana garantisini veriyor. Diyor ki Türkiye 'deki hiç bir tarım arazisinde GDO’ya izin vermiyorum. Sen bu ürünü gönül rahatlığıyla kullanabilirsin diyor. Biz aldığımız hayvanların pasaportlarını kontrol etmeden almıyoruz.
YAŞINI DOLDURMAMIŞ HAYVAN MEZBAYA GİREMEZ
Ben kendim gidiyorum Ağrı’ya, Erzurum’a yaşını doldurmamış hayvan bizim mezbahaya kesinlikle giremez ve kurban olamaz. Kurban satın alırken insanların dikkat etmesi gereken en büyük durumlardan bir tanesi budur. Piyasada satılan kurbanlıkların yarısı kurban sayılmayan hayvanlardır. İnsanların yüzde doksanı bu durumdan anlamıyor. Bu suiistimale açık bir durum. İnsanlar yaşını doldurmamış hayvanları bir sene daha beslemeyi göze alamıyor. Biz bu duruma çok önem veriyoruz. Müşteri geldiği zaman hayvanı en ince ayrıntısına kadar müşteriye gösteririz ve tanıtırız. İnsanlar biz anlamayız dese bile biz hayvanın fotoğraflarını müşterilerimize veriyoruz ki anlayan birisi olup ta sorduğunda gösterebilsin. Hayvanın boynuzunun kırık olmaması lazım, kuyruğunun kopuk olmaması lazım, ayağının topal olmaması lazım, gözünün kör olmaması lazım bunun bir sürü ana özellikleri var. Türkiye’deki en büyük sorunlardan bir tanesi bir ara kulak arkası denilen bir iğne yapıyorlardı. Hormon iğnesi. Hayvanın erkekliğini öldürüyor bu iğne ile sefer hayvan sadece yem düşünüyor. Dinen de bu hayvanın kurban olmamasına neden olabilir. Çünkü hayvanın bir uzvu eksiliyor. Hayvanın yediği yem çok önemli. Biz Türkiye de özellikle Marmara bölgesinde ilk iyi tarım sertifikasını aldık bakanlıktan. İyi tarım nedir dananın doğduğu günden öleceği güne kadar olan sürecin takip ve kontrol altına alınmasıdır. Doğdu şu iğneler yapıldı, şu yemi yedi, şu işletmede büyüdü, şu işletmede kesildi gibi. Bu çok önemli ve pahalı bir sistemdir. Ama biz bunu da gerçekleştirdik sertifikalarını da aldık.
-Hijyen konusunda ne gibi önlemler alıyor sunuz ?
ÖZEL KESİM YERLERİMİZ VAR
Hijyende yüzde yüzüz. Bizde hayvan kesildiği zaman hayvanın yere değmesi veya hayvana bir şey bulaşma oranı sıfır. Bizim asıl iddialı olduğumuz konu da şu; biz hayvanı kurbandan 10 ay önce getiriyoruz. Bu dört ay sadece iğneleme ve aşılamayla geçiyor. Mesela hayvanı getiriyoruz 3 gün sonra hayvana şap aşısı yapılıyor. 21 gün sonra bir şap aşısı daha yapılıyor bu süreç böyle devam ediyor. İç parazit ve dış parazit ilaçlarını da yaptırıyoruz. Bu sefer onlu karma dediğimiz içerisinde glisen, tüberküloz, mavi dil, şarbon hastalıklarına karşı yaptığımız bir aşı bu. 2 sefer bu aşı yapılıyor ondan sonra hayvanı yemlemeye başlıyoruz. Yani hayvanda hiç bir hastalık kalmıyor. Mesela ben geçen sene 1. gün mezbahane de 600 tane hayvan kestim bir tane ciğeri imha olmuş hayvan yoktur. Ve mezbahanenin içinde tarım bakanlığının kendi veterineri var. Bizde rakam yüksek olduğu için bakanlık bize veteriner gönderiyor. 4 -5 ay aşılamadan sonra hayvan 4-5 ayda aşısız bir hayat sürdürüyor. Böylece hayvanda hiç bir hastalık barınmıyor. İnsanlar hayvanlarını kesiyor ama hayvan hakkında hiç bir bilgilendirme yapmıyorlar hayvanın ne yiyip içtiği, aşıları belli değil.
-Türkiye’deki hayvancılık sektörünü değerlendirecek olursak ne söyleyebilirsiniz?
Bakanlığın kendini bu konuda daha çok geliştirmesi lazım.
-Hangi konuda kendini daha çok geliştirmeli ?
TÜRKİYE’DE DEVLET ELİYLE DEĞİŞMESİ LAZIM
Devletin yapmak istediğini şu anda Vadi Besicilik olarak biz yapmak üzereyiz. Şu anda kasap dükkânı açıyoruz, bu kasap dükkanı Türkiye de bir ilk. Bunun ikincisi Türkiye de yok. Birisi kalkıp da ben bu dükkânın aynısını açacağım deme şansı da yok. Çünkü bunu yapabilmesi için bizim gibi bir alt yapısının olması lazım. Bugün Vadi Besicilik 40 milyon lira ile açılmış bir şirket bu para sadece alt yapısı için harcandı. Şimdi burası sadece et için yapılan bir yatırım. Bir de kalktık biz bununla ilgili bir yumurta çiftliği kurduk. Bununla ilgili bir de süt çiftliği kuruyorum. Şu anda Avusturalya’dan inekler getirdik organik süt için. Yiyecekleri yem bakanlık denetiminde. Türkiye de benden başka eti de kendi üreten, yumurtayı da kendi üreten, sütü de kendi üreten iyi tarım sertifikasıyla üretim yapan ikinci bir firma yok. Türkiye de eti, sütü, yumurtayı bir arada yapan ikinci bir şirket yok. Ben devletin yapmak istediğini yapıyorum. Ben bu ürünleri üreteceğim ve tüketiciye direk gideceğim aradaki aracıyı kaldıracağım. Aracı koyduğum zaman fiyatta artıyor ben bunu istemiyorum.
-Sayın Bakanımız et fiyatlarını düşüreceğim dedi ama düşüremedi bu konuda ne düşünüyorsunuz?
ÖNCE YEM FİYATLARI DÜŞÜRÜLMELİ
Türkiye de et fiyatları düşmez. Et fiyatının düşmesi için öncelikle yem fiyatlarının düşmesi gerekir. Ondan sonra da bu işi hakkıyla yapan insanlara da destek olunması lazım. Ama maalesef ki bu işi hakkıyla yapanlara destek olunmuyor. Geçen ben bakanın bir açıklamasını duydum koyun vereceklerini söyledi ama adam ticaret bankasından kredi alamıyor. Çünkü ticaret bankası şuna bakıyor ipotek alacak köylüden, adamın ahırı var ama yapı kullanım izin belgesi yok, ruhsatı yok buraya arazi değeri fiyatı biçelim diyorlar. 30 bin tl kesiyor adamın ipoteği de başka yok ipotek alan bir banka da adama kredi vermiyor. Asıl iş yapacak olan kişi kredi alamamış oluyor. Ama ne oluyor doktor kendisine ek iş arıyor hayvancılıkta da para olduğunu biliyor zaten o da iki sene de batıyor.
-Fiyat politikanız nedir?
EN UCUZ ETİ BİZ ÜRETİYORUZ
Bizde bu sene en ucuz etin kilosu 40 liraya geliyor. Kurban da kasapta 45-50 lira biz de sistem çok büyük olduğu için durum böyle. Bakıyorsun adamın 50 tane hayvanı var iki tane bakıcısı var ama ben de bir hayvanda bir bakıcı var bu adam yemi alırken çuvalla oluyor. Ben iki, üç bin ton dört bin ton alıyorum bir seferde. Mesela ben geçen sene samanı 300 liraya aldım tanıdığım kişiler var söyleyeyim adam 800 liraya almış. Ama ben parasını 1 yıl önce ödedim. Şimdi ben bu sene 400 liraya saman aldım şu an piyasada 600-700 liralar uçuşuyor. Mesela ben gidiyorum bir fabrika ile bir bağlantı yapıyorum. İki, üç bin ton alıyorum. Ondan sonra gelen zamlar beni etkilemiyor. Dolar kuru yükselse de ben etkilenmiyorum ama ben günlük yapsaydım bu işi dolar kurundan ben de etkilenecektim. Niye, çünkü benim 700 liraya aldığım mısır bir anda 1200 lira oldu 600 liraya aldığım ay çiçek 1450 lira oldu. Ne olurdu o zaman benim bu Kurban Bayramı'nda bu hizmeti verme şansım olmayacaktı.
-Hem bu kadar kaliteli hem bu kadar ucuz nasıl üretim yapabiliyorsunuz?
HER ÜRÜNÜ ÖNCEDEN HAZIRLIYORUM
Hem işimize önem veriyoruz hem de biz on ay besi yapıyoruz on aylık süreçte o beslediğiniz kiradan aldığımız ayarla Biz bunu satıp biliyoruz. Ben bugün pazardan hayvan alıp yarın kurbanı satmak istesem o paraları kazanmam mümkün değil. O fiyata vermem mümkün değil.
-Başka bir sektöre yatırım yapmayı düşünüyor musunuz?
Hayır başka bir iş düşünmüyorum.
-Toplum son zamanlarda üreticilere güvenmemeye başladı bu konuda siz de sorunlar yaşıyor musunuz?
HEM DEVLET HEM TOPLUM OLARAK YOLA ÇIKMALIYIZ
Şimdi beni lokantacılar arıyor diyorlar ki; abi senin etini satmak istiyoruz. Neden diyorum, abi senin üretimin iyi tarımla yetiştirilmiş bir yer dana eti kullanılıyor. “Vadi besicilik ile ben kendi riskimi de ortadan kaldırmak istiyorum” diyor. Ben insanlara güven vermek için hayvanın resmini de koymak istiyorum artık etlerin üzerine. İnsanların ne eti yediklerini bilmelerini istiyorum.
Görmek isteyen insanlar görecek bilecek ne yediğini. Devletinde bu konuya bir el atması lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız bir ara bunu yaptı. Ama bu sadece bir Cumhurbaşkanıyla olmaz. Bir Tayyip Erdoğan ile bu iş olmaz. Bizim toplum olarak da sarılmamız lazım. Diyeceğiz ki ben çocuğumun hastalanmamasını nasıl engelleyeceğim. Ben çocuğumun nasıl sağlıklı bir nesil olarak yetiştirebilirim. Madem hep beraber bir yola çıkacağız. Biz bir milyon doları ilaç firmalarına veriyoruz onlara vereceğimize kendi yediğimiz içtiğimize vermeliyiz insanlar şimdi bana gelip şunu diyor “Biz mesela da en sağlıklı tavuğu nasıl üretebiliriz. 45 günde üretmezsek fiyat iki kat fazla olur “ ya bırakın fiyatı fazla olsun yeter ki sağlıklı gıda tüketebilelim.